5 Dakika
Bedel ödemek nedir? Bedel ne ile ödenir? Neden bedel ödemek zorunda kalırız ?
Bu soruları insanlar hayatında aşırı bir yoğun dönem olduğunda “Zor günlerden geçiyorum.” diye yorumlarlar ama bedel ödemek insanlar mutlu olduğu zaman da gerçekleşir. Nasıl yani der gibi oldunuz biliyorum ama evet, insanlar mutlu olduğu zaman da bir bedel öder, o bedel de üzgün olduğu zamanlardaki anıları kişileri ya da mekanları kaybederek olur.
Ne yazık ki bu hayatta bazı fedakarlıklar yapmadan başarıya ulaşmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz ve bunun için de bazen istemeden de olsa hayatımızdan bazı kişileri çıkarmak durumunda kalabiliyoruz. Evet, insan her ne kadar karşındakinin de üzüldüğünü düşünse de aslında her insan kendisi gibi değil ve kişi bunun farkına varamıyor. Aslında ödediği bedel, o kişi hayatında iken boşa zaman kaybetmesi yani geçmişte yaptığı ya da boşa harcadığı vakti oluyor.
Bazen evet, kendi duygularımız sürekli bunun olmaması gerektiği yönünde düşünce ilerletmeye çalışsa da aslında bunun doğru olmadığını biliyor. Bu yüzden daha fazla o kişileri kendinize yük etmeye çalışmayın. Hayatınızın her saniyesi ve her anı size özeldir. Başkaları için kendi hayatınızı ertelemeyin, sadece bir anda takılı kalmayın. Bu kendinize yaptığınız en büyük kötülük olur.
Hayat sizin ilerlemeniz ve kendinizi geliştirmeniz için bir sürü fırsat sunuyor. Hayat ilerlemeniz için size bir sürü sürpriz hazırlıyor. Aslında tam olarak şöyle anlatabiliriz.
Birkaç yüzyılda bir gerçekleşen güneş tutulmasını düşünelim; siz en parlak yıldızsınız, galaksinin ışıldayan yıldızı ama birden ay sizin ışığınızı kesmeye çalışıyor. En fazla bunu yaptığı süre max. 5 dakika. Sonra ne oluyor? Çekilmek zorunda kalıyor çünkü ana karakter sizsiniz.
Peki bu olay yaşandıktan sonra ne olması gerek? 5 dakika ışığınızı söndürmeye çalıştıkları için bütün hayatınızdaki fırsatları geri mi tepmelisiniz?
Hayır, aksine daha güçlü parlamalı ve eskisinden de güçlü olmalısınız . Başkalarına tanıdığınız o şans belki de kendi hayatınızda olunca size bir çıkış kapısı aralayacak..
O yüzden verdiğiniz kararlara, hayatınızda kimlerin olup olmamasına dikkatli karar verin. Her zaman umut ışığınız kendi kararlarınız olsun. Sönmeye yüz tutmuş milyarlarca gezegen var, kim bilir içlerinden birisini düşüncelerinizle değiştirebilirsiniz…
Ben, İstanbul'un kendini sürekli yenileyen ve ruhumu besleyen sokaklarında, 5 Eylül 2005 tarihinde doğdum. Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İşletme Bölümü'nde öğrenci olarak adımı yazının büyülü dünyasına kazımaya devam ediyorum.
Kelimelerle dans etmek benim için bir tutkudur. Yazılarımda duygusal yankılarımı ve içsel derinliklerimi yansıtmak, benim için yazının özünü oluşturuyor. Duvarları yıkıp insanların iç dünyalarına dokunmak, benim sanatsal bir ifade biçimimdir. Çünkü inanıyorum ki, insanların duygusal deneyimleri ve hissettikleri, onların en korkusuz ve gerçek halleridir.
TB blog ailesine katılmak, yeni bir başlangıç ve keşif yolculuğu anlamına geliyor benim için. Her birimiz farklı renklere ve tonlara sahibiz, ve bu çeşitlilik, sanatın en güçlü şekillerinden biri olan işbirliğine dönüşebilir. Birlikte yaratabileceğimiz güzellikleri hayal etmek, heyecan verici bir deneyim.
Son olarak, bir düşünce bırakmak istiyorum sizinle: İyi görünmek yerine, iyi olmak için çaba sarf etmek, insanın iç dünyasını dönüştürmek için en etkili yoldur. Kendi içimizdeki değişim, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin ilk adımıdır.
Sevgi ve saygılarımla,
Esma Fidan
- Sonuçsuz Bekleyiş - Temmuz 24, 2024
- 5 Dakika - Temmuz 9, 2024
- Pembe Çiçekli Kiraz Ağacı - Mayıs 11, 2024
