Umudun Kelebeği
İlk görüşte aşka inanır mısınız? Ya da ilk bakışta sevgiye inanır mısınız? O bakışlardaki umudun gerçek olduğuna inanır mısınız? O umut için kendinizi sevginin içine atar mısınız, cesaretiniz var mı? ...
Türkiye'nin Bloğu Gençliğin Yazı Tahtası :)
İlk görüşte aşka inanır mısınız? Ya da ilk bakışta sevgiye inanır mısınız? O bakışlardaki umudun gerçek olduğuna inanır mısınız? O umut için kendinizi sevginin içine atar mısınız, cesaretiniz var mı? ...
Beklemediğiniz anda kapınızı çalan insanı hiç kovmak olur mu? Hele ki sizi çok seven biriyse. Eskiye dönmek yerine her zaman yeni bir sayfa açmak, insanın yaşadığı o kötü duyguları arkasında bırakmasına yardımcı olur....
Çok düşünen mi yoksa hiç düşünmeyen mi incinir? İkilemde kaldığımız bu soruyu şu şekilde düşünebiliriz: Kalbimiz çok kan pompalarsa mı ölür yoksa hiç kan pompalamaz ise mi? Herhangi bir olay karşısında takdir edersiniz...
İnsan hiç aklı ve kalbi arasında kalır mı? Yapmak isteyip yapamadığı durumlar, anlam yükleyemediği olaylar yaşar mı? Hiç birleşmeyen aşk olur mu? İki insanın birbirini çok sevip birlikte olamadığı anlarda insan beyni arıza...
Gül sevdikçe mi yoksa dikeni acıttığı zaman mı büyütürdü? İkilemde kalıp hayatı sorguladığımız her saniye bize işlenen bir negatif puandır bence. Ne kadar düşünmek o kadar keyifsizlik, ne kadar keder o kadar belirsizlik. Neden...
Sevmek için yürek gerek diye bir söz vardır. Hepimizin aklında yer edinen bu söze ben pek inanmıyorum. Neden diye soracak olursanız çünkü sevmek için yürek değil kabullenmek gerek her detayıyla, her kusuruyla sevmek, hatalarını...
Biz neden beyaz iken siyah, pembe iken mor veya mavi iken kahverengi olamıyoruz? Bu zamana kadar yazdığım tüm yazılarda insanların kendi dünyalarını kurtarabilmesi için ışık tutmaya çalıştım. Hep kendileri için bir şeyler yapmalarını önerdim,...
Gülümsemek, gözlerimizin parlaması ve ufak bir gamze mutluluk için yeterli midir? Gerçekten kişi hayatı keyif alarak mı yaşıyor, mutlu olduğuna inanıyor ya da kendini öyle gösteriyor? Aslında mutlu olmak gözümüzde büyüttüğümüz kadar yaşanması zor...
Her şey yüreğimizdeki küllerin duman almasıyla başlar. Bu duman, biz düşündükçe minik bir kıvılcıma, o kıvılcım da bir ateşe dönüşür. İşte yüreğimizdeki o duman, minik hislerimiz; ateş ise tam hissettiğimiz duygularımızdır. Peki, bu dumana...
Ruhumuzun sineye çekildiği, içimizdeki kıvılcımların sönmeye başladığı anlarda insan, kendini boşlukta gibi hisseder. Kendisini aşırı düşünme halı içerisine sokar ve bunun sonucunda damlalar pınarları dan dökülmeye başlar, tıpkı bir şelaleden akar gibi… Mutsuzluk ve...