Hayatınızın Köprüsü
Yıllar önce, hayatı bir köprüye benzetmiştim. Hala aynı şekilde düşünüyorum. İlerlemeye başladığınız anda kendinizi birden orta yerinde bulacağınız bir köprü. Altınızda koca bir uçurum var. Geriye gidemiyorsunuz. Ya olduğunuz yerde bekleyecek ya da ilerleyeceksiniz.
Yeri gelecek yürümekten korkacak veya üşeneceksiniz. Günlerce, haftalarca olduğunuz yerde çöküp öylece yeri ve göğü seyredeceksiniz. Fakat hava şartları öyle her zaman beklediğiniz gibi olmayacak. Yağmurlara, fırtınalara yakalanacaksınız.
Hal böyle iken olduğunuz yerde durmanın size bir faydası olmadığını göreceksiniz. İlerlemeye karar verip yola koyulacaksınız ve unutmayın ki; bu köprüye yalnız geldiniz, yalnız bir şekilde de devam edeceksiniz. Bu yolda yanınıza alacağınız eşyalar sizin için sadece aracı olacak. Hiçbiri, köprünün sonuna kadar yanınızda olmayacak.
İlerlediğiniz her adımda köprünün sağlamlığını kontrol ederek gitmeniz gerekecek. Ayakta yakalandığınız fırtınalar, yeri gelecek sizi düşürecek ve yeri gelecek sizi köprüden ayırmaya çalışacak. Kendinizi ne kadar güçlü ve dayanıklı tutabilirseniz o kadar güvendesiniz.
İlerlemeye devam ettiğiniz sırada, yalnızca siz değil köprünüz de yıpranacak. Hava şartları ve davranışlarınız, köprünün sağlamlığını da etkileyecek. Kimi zaman bir parçası kopacak, kimi zaman ise ipleri zayıflayacak. Tamir edip yola devam etmek sizin elinizde. Görmezden gelip yola devam etmek de öyle. Seçimleriniz bütün köprüyü etkileyecek.
Ta ki köprünün sonuna kadar. Tabi sonunda ne olacağı meçhul. Sizin gibi, daha ben de göremedim köprünün sonunu. O yüzden şu an sonu için konuşmak çok zor. İzleyip göreceğiz. Umalım da köprümüz fırtınalara dayanabilecek kadar güçlü olsun. Onu hep öyle dayanıklı tutalım. Güneş açtığı günler çiçeklerle süsleyelim onu. Yağmurlar çürütmek yerine yeşertsin. Geçtiğimiz yerlerde güzel izlerimiz kalsın. Sonradan gelenler de sadece o güzellikleri görsün…
- Küllerinden Yanmak - Eylül 3, 2024
- Yaz Gecesinin Büyüsü - Mayıs 14, 2024
- Ben Hiç - Şubat 7, 2024