Türkiye'nin Bloğu Gençliğin Yazı Tahtası :)
Geçenlerde sana benzeyen birini gördüm. Seninkine benzer bir soluk teni, buğulu gözleri vardı. Büktüm boynumu, başladım izlemeye. Başta epey şaşırttı bu durum beni. Sen miydin yoksa, izliyor muydun uzaktan? Sustu seslerim sadece izledim....
Geldin meraklı meraklı mısralara, Aşk nedirin cevabını aramaya, Ben bulup yazamadım buraya, Sen bulursan haber et aşıklara. Belki delemem senin için dağları, Ama yakarım bu genç yaşımı. Sanma bırakırım yarı yolda, Bütün benliğimle...
Basit olmalıydı her şey. Bir çırpıda çözülebilmeliydi düğümler. Kilometrelerce uzak olsa da hasret çekenler, koşup gelebilmeliydi ansızın. Küs olanlar yılları devirmek yerine sarılabilmeliydi kocaman. Basit olmalıydı her şey. Bir çocuk aniden beyaz elbisesiyle...
K ahraman bir şehirde gözlerimi açtım ben, A şıkların doğup büyüdüğü bu şehirde, bende şehre aşık olarak büyüdüm. H arabeye döndü ortalık uykudayken biz, R ahat evlerimiz mezar oldu. A ğlayarak çıkmaya çalıştık evlerimizden....
Şimdi buradayım. Olmak istediğim binlerce yerden uzakta. Tanık da ben, sanık da ben, Bir yabancı gibi hüküm vermenin eşiğindeyim. Yaşadığım koca bir ömrün, Yaşanmış gerçek bir ana denk gelip gelmediğinin muhasebesini yaparak...
Gözlerin ışıldıyor şimdi karşımda, En güzel geceleri kıskandırırcasına. Yıldızlar parıldamıyor artık eskisi gibi. Dünya karanlığa bürünmüş, Aya, güneşe aldırmıyormuşçasına. Ne yaptın gözlerime sevdiğim ? Senden sonra karardı bütün ışıklar. Kalbinden, nurdan şavklar yayılıyor...
Bir hevesle yenen dondurmanın sonradan seni hasta etmesi gibi, Önce mutlu eder, sonra hasta. Bir daha yemem dersin, İyileşince ilk dondurmaya koşarsın. Sevgi de böyleymiş, acı veren şeye koşarmış insan… Sen koştukça o gidermiş....
