Seni Yazmak

Başlangıçlar hep zor olmuştur benim için, yine zor oldu. Saat tam olsun diye bekledim, ilham gelsin istedim ama girişe yazabilecek kadar güzel bir şey bulamadım. On iki dakika oldu.

 

Yazmaya başladığımda doğan çocuklar dünyada on üçüncü dakikalarını yaşarken dünyanın adaletsiz coğrafyalarında çocuklar dünyadaki son nefeslerini verdiler.

 

Bu esnada beş defa yüzün geçti gözlerimin önünden, evsiz bir kuş geçti pencereden, sokakta iki sevgili sarıldı birbirine, dünya akmaya devam etti sonsuzlukta…

 

Ben sana yazabilecek iki çift güzel söz bulamamakla kıvrandım, kıvranıyorum. Oysa sana güzel şeyler yazabilmek için tüm şiirleri okumuş olmayı dilerdim. Yine de yazmam gerekirse: Bu dünyada iyi ki denk geldim seninle.

 

Seninle denk gelmek bu dünyada; dünyanın en güzel yerindeki en güzel manzaraya bakmak, en güzel şiirin en güzel dizesini ansızın sokakta görmek, tarih derslerindeki savaşların dünya üzerinde ve müfredatta yok olması demek. Sana denk gelmek çok şey demek. Dolabın olmadığı zamanlarda tuz, savaş zamanı hoşaf, kış zamanı yünlü çorap, çölde vaha, bende seni yazmak demek.

 

Seni yazmanın tükenmeyen, çoğalan bir yanı var tıpkı ellerin gibi. Senin ellerinde ne var bilmiyorum demiş güzel bir abimiz. Ben senin ellerinde ne var biliyorum. Senin ellerinde ‘Etme’ şiiri, görmediğim tarihlerin aşkı, gizli bahçelerde açan çiçekler, gecelerin sabahları, şairlerin selamı var. Sende beni dünyaya inandıran, dünyanın iyiliğine inandıran, ahireti hatırlatan bir şey var. İyi ki var.

 

Yine yazmaktan düşüyorum, tıpkı sen yokken güçten düştüğüm gibi. Yine uzaklaşıyor benden seni anlatan harfler, sözcükler, paragraflar… Acemisiyim seni anlatmanın, silip silip duruyorum yazdıklarımı, çünkü ne yazsam biliyorum ki senin yanında noksan, çirkin. Çünkü biliyorum ki seni anlatan her kelime yetersiz ve yine biliyorum ki her sözcük az.

 

Ve biliyorum bir gün sözcüklerle çizeceğim seni; insanlar büyülenecek, savaşlar duracak, çocuklar ölmeyecek, ülkemin sokakları bayram yeri gibi olacak. Yaşlı teyze amcaların eli öpülecek, çocuklar sevgiye boğulacak… Kayıplar, yaslar yok; herkesin bahçesi çiçekli, sofrası tastamam olacak. Sen bile anlamayacaksın sendekini, ben içini açacağım herkesin içi açılsın diye. Ve biliyorum bir gün çizeceğim seni sözcüklerle.

Berfin TETİK
Latest posts by Berfin TETİK (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Yazar

  • Berfin TETİK

    Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

    View all posts

Berfin TETİK

Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir