KÖRDÜĞÜM

Hayatın ortasına bırakılmış kocaman düğümler gibiyiz. Nerede ne yapacağını bilemeden oradan oraya savruluyoruz. Karşımıza çıkanları umarsızca hayatımıza alıyoruz ama boşuna. O düğümü kimse çözemiyor.

Zira bir şeyleri birilerinin anlamasını beklemek için ilk önce kendimizin inanması lazım öyle değil mi? Anlamıyoruz. Dolayısıyla çözülemiyoruz da.

Bulunduğumuz noktada bocalayıp duruyoruz. Zaman geçiyor. Biz yeni hayatlarda düğümlenirken zaman su gibi akıp gidiyor. Başka düğümler daha katıyoruz kendimize. Her biri bir daha çözülmemek üzere diğerlerinin yanında yerini alıyor.

Birileri yaklaşıyor zaman zaman. Düğümü çözmek isteyenler oluyor. Çözmek için de ipin ucunu bulmak zorunda olduklarının farkındalar. Fakat yok. İpin ucu öyle bir gömülmüş ki düğümün içine…

Zamanla onu öyle bir yere saklamışız ki kimse bulsun istemiyoruz.
Çözülmeye çalışırken geçen zamanda yıpranan yerlerimiz kopmaya hazır çünkü.

“Artık her hareketimize dikkat etmeliyiz.” diye düşünüyoruz. Kımıldayamadığımız yerde kendimize bir hayat kurmuşuz. Ne kendine ne de başkalarına faydası olan bir hayat…

Öylesine…

Öylesine fakat kıvrımlarımız hala hareket içerisinde. Küçük bir umut kırıntısı, onları yavaşça ayaklandırıyor. Bunca zaman başkalarından beklediğimiz şeyi kendimiz yapmaya çalışıyoruz usulca.

Kendimizi anlamayı deniyoruz.

Zamanla küçük bir boğum olmuş bu düğümü sakince geniş bir bölgeye yayıyoruz.

İpleri daha net bir şekilde görebiliyoruz böylelikle. Her şeyi yerli yerine oturmak için gözlemler yapıyoruz. Ama öyle noktalar varki içlerinde…

Çözmeye çalışırken defalarca boğuyor bizi. Kendi içine çekiyor. Kaybolmaya yüz tutuyoruz. Günler, haftalar hatta aylar sürüyor geri dönmemiz. Yeniden başlayamıyoruz. O kadar zor ki kopmaya ramak kala çabalıyor olmak. Bu defa risk alıyoruz ve kopacak olan yerimize bir düğüm atıyoruz. Daha da işin içinden çıkılmaz bir hal alıyoruz. İyice anlaşılamıyoruz artık.

Belki attığımız düğüm bizi daha güçlü yapıyor fakat hayat boyu açılamayacak ve anlaşılamayacak
bir durum bırakıyor bize…

Hala umudumuz var ama artık buruk bir umut. “Olsa da olmasa da olur.”der gibi.

Artık anlasak da anlaşılmayız. Çözsek de çözülmeyiz. En ince ayrıntımıza kadar anlaşılsak da asla çözülemeyecek olan o küçük düğümüz biz…

Nadiye Durukan
Latest posts by Nadiye Durukan (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 40 Ortalama: 4.6]

Yazar

  • Nadiye Durukan

    Merhaba, ben Nadiye Durukan. 22 yaşındayım ve Giresun'da yaşıyorum. Hafız ve Kur'an kursu öğreticisiyim aynı zamanda açıköğretim bünyesinde İlahiyat bölümünü okuyorum. Yazmaya 14 yaşımda başladım. O zamanlar benim için ufak olan bir hayal TB Blog ile gerçeğe dönüştü. Yaklaşık 1 senedir TB Blog'ta yazıyorum. Şimdi ise hem yazar hem de editörüm. Yazmayı, okumayı ve keşfetmeyi seviyorum. 🙂

Nadiye Durukan

Merhaba, ben Nadiye Durukan. 22 yaşındayım ve Giresun'da yaşıyorum. Hafız ve Kur'an kursu öğreticisiyim aynı zamanda açıköğretim bünyesinde İlahiyat bölümünü okuyorum. Yazmaya 14 yaşımda başladım. O zamanlar benim için ufak olan bir hayal TB Blog ile gerçeğe dönüştü. Yaklaşık 1 senedir TB Blog'ta yazıyorum. Şimdi ise hem yazar hem de editörüm. Yazmayı, okumayı ve keşfetmeyi seviyorum. :)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir