Bazı Şeyler
Uzaklaşmak istemiştim.
Uzaklar nasıl bu kadar yakındı?
Attığım her adım nasıl geri döndü öyle bana?
Kırıyordu bazı şeyler. Bazen gülümsediğim bir insanın yüzüme somurtması, bazen sevdiğim bir kedinin bir başkasına kendini sevdirmesi, bazen de toparladığımı sanıp dağınık bulduğum umutlarım…
Her gün özenle baktığım fakat bir türlü açmayan çiçeklerim… En azından ölmüyorlar diye düşünmek istiyorum.
Sonra hatırlamadığım bir günün hatırlamadığım bir saatinde bir çocuk gördüm. Üzgün ve ağlıyordu. Onun ağlaması içimde hiçbir duyguyu harekete geçirmedi. Hatta öylece geçip gittim yanından. Hiçbir söz söylemeden. Öylece gittim sadece..
Küçük bir çocuğun gözyaşı düşerken o gözyaşıyla boğulan ben artık boğulduğumun da farkında değildim.
Hayatımın her döneminde mutlaka bir olumsuzluk söz konusuydu. Kimi büyük kimi küçük…
Peki hayatımdaki o güzel şeyler neredeydiler?
Gözlerimi kapatıp denizde oğluyla balık tutan balıkçının sesini gülümseyerek dinlediğim zamanlar mesela..
Ya da otobüs beklerken gençlik zamanlarından kahkahayla bahseden teyzelerle sohbetlerimiz..
Kiramı okul zamanı birkaç ay almayan ev sahibim…
Hayatımda olan iyi şeylere kötü şeylerden daha fazla değer verdiğim zaman yaşanabilecek bir yerdi burası aslında.
Çünkü kötü, iyi olmadan bir hiçti. Tıpkı iyinin de kötü olmadan bir hiç olduğu gibi…
Tek başımaydım, zordu. Çok düştüm ve belki çok da düşeceğim. Ama galiba hayat böyle bir şey ve bazı şeyleri unutulmaktan kurtarmak lazım.