Acılar Yaşandığı Yerde Kalsın

Hayat, bazen hiç sevilmemişiz gibi hissettirir. Oysa insan, düşünceleriyle hayatına yön verir. Ne düşünüyorsa ona dönüşür, neyi büyütüyorsa onunla şekillenir.

İçimizdeki fırtınalar dış dünyamıza da yansır. Bu yüzden yaşadığımız acılar kadar, onları nasıl taşıdığımız da önemlidir.

 

Düşüncelerimizin Gücü

Bazen öyle bir ruh hâline bürünürüz ki, çevremizdeki sevgi bile görünmez hale gelir. Kendimizi yalnız, değersiz ve yorgun hissederiz. Ama şunu unutmamalıyız: İnsan, zihninde neye odaklanırsa, onunla şekillenir.

 

“İnsanın çevresi neyse, kendisi de odur” derler.

Bu doğru. Çünkü etrafımızda ne varsa, iç dünyamız ona göre şekil alır.

Ama zaman akar gider. Üzüntüler, bizle birlikte sürüklenmemeli; yaşandıkları yerde kalmalılar.

 

Acıyı Ne Kadar Taşırsak, O Kadar Ağırlaşır

Size basit bir örnekle anlatmak isterim:

Elinizde bir bardak dolusu suyu 10 dakika tutarsanız pek bir şey hissetmezsiniz.

Ama bu bardağı yarım saat, üç saat, hatta beş saat boyunca tutmaya çalışın…

Zaman geçtikçe kolunuz, omzunuz ve tüm bedeniniz ağrımaya başlar.

Aynı bardak, ama gittikçe artan bir yük.

 

Oysa o bardağı zamanında bırakırsanız, hiçbir şey olmaz.

İşte acı da böyledir.

Onu ne kadar uzun süre içimizde tutarsak, o kadar derinleşir, o kadar yorar.

 

Yas Tutmak Doğaldır Ama Süresiz Değil

“Yasını da mı tutmayalım?” diyebilirsiniz.

Elbette tutacağız. Acısını da çekeceğiz, yasını da yaşayacağız.

Ama bu yas, hayatımıza yeni şeyler girmeye başladığında hâlâ baş köşede oturmamalı.

Yani bir süre sonra yerini güzelliklere, umutlara ve yeni başlangıçlara bırakmalı.

 

Kırılan Şeyleri Aynı Hâle Getiremeyiz

Bir cam sürahiyi düşünün…

İstemeden kırdınız. O sürahi sizin için çok kıymetliydi.

Ama artık parçalandı. Onu eski hâline getiremezsiniz.

Bazı duygular da böyle.

Yaşandıktan sonra, onları o anın içinde bırakmamız gerekir.

Yoksa bizi takip eder, her adımda önümüze çıkar ve moralimizi bozar.

 

Sonuç: Yeniye Yer Açmak

Hayatta her acı, kendi zamanında yaşanmalı. Ama sonsuza dek bizimle taşınmamalı.

Geçmişi ardımızda bırakmak, yaşanmışlıkları unutmak değil; onlara hak ettikleri yeri vermek demektir.

Ve en önemlisi, yeni şeylere yer açmak için geçmişin gölgesini hayatımızdan çekmektir.

 

Velhasıl kelam… Acılar yaşandığı yerde kalsın. Biz, yeni şeylere —acısız, hafif ve umut dolu— yer açalım.

Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 4 Ortalama: 4]

Yazar

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir