Tek Taraflı Kavgamız

Tüm bu kavgamızın nedeni nedir dersiniz? Kavgamızın; kendimizle, insanlarla, tabiatla…

İnsanın bu kavgasının temelinde kendi içindeki çekişmesi yatar. Kendini oluşturan iki varlığın, beşer ve insanın çekişmesi…

Beşerin kaynağı topraktır, insanınki ise ilahi ruh.

Toprak, duyularımızın algıladığı her şeydir. Dış dünyanın sembolüdür toprak. Biraz soyut olarak algılanabilir.

Ruh ise dışın içerdeki karşılığı veya dışa yön veren güçtür.

Bu iki tarafımız iyi tanınıp yeteri kadar ilgi görmezse çatışma hem içimizde hem dışımızda bizi yakalayan bir olgu olur.

Son yüzyılda geldiğimiz mekanik düzende sağlanması gereken beşer-insan dengesi insan aleyhinde aşırı bir bozulmaya uğramış durumda.

Hoş, çoğumuzun koşturmaktan böyle bir farkındalığı bile olmuyor.

Zaten mekaniğin, makine düzeninin yapmak istediği şey tam da bu. İnsanın makineleşip farkındalığını yitirmesi…

Bedenin koşturmadan uzak kaldığı zamanlarda ise zihin işgal ediliyor. alınması, yapılması, yenilmesi,giyilmesi, görülmesi ve gidilmesi “gerekenler” ile.

Sonra döngü şu şekilde işliyor: Koşuşturmalarımız hep zihnin işgal edildiği gerekli gibi görünenler için oluyor. Müthiş bir saldırının muhatabı oluyor irademiz…

Tüm bunlarla oyalanırken biz, ruhu unutuyoruz. Onu beslemeyince boşluk oluşuyor ve o boşluk giderek bizi içine alıp yok ediyor.

Bizler benliğimizden ve olması gerekenden bu denli uzak kalınca sonra dengesiz insanlar, sağlıksız ilişkiler ve çürümeye yüz tutan bağlarımız türüyor.

Bunlardan oluşan büyük toplumları da siz düşünün…

Bu kadar can sıkıcı şeyler konuşmak istemiyorum aslında ama çözümünün oldukça basit olduğu sorunlar oluşturup veya oluşturulan sorunların kurbanı olup tepetaklak olduğumuz bu hâli görmek daha çok can sıkıcı.

Bir şey bozuksa düzelmesi gereken yine bir şey vardır. Sorun varsa çözüme ulaşmak gerekir.

Öylece şikayet etmek veya üzülmek hiçbir şeyi çözmez.

Ufak bir dokunuşla her şeyin iyi olmasını beklemek de mekanik düzenin bir getirisidir bu arada.

Biliyorum, büyük bozulmalar için ben tek başıma ne kadar etkili olabilirim diye düşünen muhakkak olacaktır. Ama azın çok olana etkisi hiç azımsanmayacak kadar başarı getirir zamanla.

Ya da şöyle düşünmek gerekir: Hiçbir şey olmazsa bile sen kendini iyileştirmiş olacaksın…

Dilek BEDLEK
Latest posts by Dilek BEDLEK (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 6 Ortalama: 4.3]

Yazar

  • Dilek BEDLEK

    Merhabalar ben Dilek. 2023 ilahiyat mezunu olup Şanlıurfa'da ikamet ediyorum. 23 yaşındayım. Felsefe, ilahiyat, sosyoloji ve psikoloji önde olmak üzere insana dair her ilim ve bilim dalına ilgim var. Saydığım alanlarda okumalar, araştırmalar yapmayı ve yazmayı seviyorum. Bu noktada TB Blog ailesine severek katıldım ve burada bulunmaktan çok mutluyum.

    View all posts

Dilek BEDLEK

Merhabalar ben Dilek. 2023 ilahiyat mezunu olup Şanlıurfa'da ikamet ediyorum. 23 yaşındayım. Felsefe, ilahiyat, sosyoloji ve psikoloji önde olmak üzere insana dair her ilim ve bilim dalına ilgim var. Saydığım alanlarda okumalar, araştırmalar yapmayı ve yazmayı seviyorum. Bu noktada TB Blog ailesine severek katıldım ve burada bulunmaktan çok mutluyum.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir