İnsan Yorulur Allah Toparlar
Zaman zaman kalbimize ağır gelen durumlar yaşarız. Uzaktan bakıldığında kendini belli etmeyen dertlerimizi aslında kendimiz kabullenemediğimiz için yok sayarlar. Bazen kimse neyin içinde mücadele ettiğimizi anlamazken biz de umudumuzu kaybettiğimizi fark ederiz. Oysa Allah’ın bizler için çizmiş olduğu bu yolda yürümekten vazgeçemeyeceğimizi unutuyoruz. Yorulursak da Allah bizi bırakmaz, işte bunu da çok iyi biliyoruz.
Hepimizin hayalini kurduğu şeyler vardır öyle değil mi?
Peki kaçımız bu hayalleri gerçekleştirmek için tüm şartları zorluyor?
Veya kaçımız daha başlamadan umutsuzluğa kapılıp bir anda vazgeçiyor?
İşte ben hep ikinci sorunun cevabı oldum. En ufak zorlukta vazgeçmeyi seçiyordum. Fakat az önce söylediğim gibi bize bir yol çizildi ve bizim üzerimize düşen de o yolda kendimizi bularak ilerlemek. Elbette bu hayatta zorluklar bakidir. Ama eğer ayağımıza takılan en ufak çakıl taşında bile adım atmayı bırakırsak o zamana kadar attığımız bütün adımlar manasını yitirmiş olur.
Evet, insanız ve yoruluyoruz hayatta bazen her şey üst üste gelirken yıkıntıların altında biz de kalıp eziliyoruz. An oluyor kimse anlamıyor, an oluyor anlatmaktan yoruluyoruz. Her şeyden vazgeçecek gibi olup yine kendimize tutunuyoruz. Düşüyoruz, kalkıyoruz..
İşte o zamanlarda kalkmam için bana derman olan Hz. Peygamber’in (s.a.v) şu hadisi şerifi çalınıyor kulağıma; “Müminin durumu ne hoştur! Her hali kendisi için hayırlıdır. Bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına sevinecek bir hal geldiğinde şükreder, bu onun için hayır olur. Başına sıkıntı gelecek olursa ona da sabreder, bu da onun için hayır olur.” (M7500 Müslim, Zühd, 64)
Velhasıl, başımıza ne tür belalar gelirse gelsin ne kadar dağılırsak dağılalım bizim imanımız ve inancımız olduğu sürece vazgeçenlerden olmayacağız. Çünkü önümüzde Rabbimizin bizlere bahşettiği uzunca bir yol var..
Allah nasip etmeyeceği şeyi hayal ettirmez. Elimizden gelenin en iyisini yapmayı ve tevekkül etmeyi öğrenmeliyiz.