Hicrânın Sessizliği
Mehlikâ, yollarına küsmüş adımlarım,
Gözlerim ufka baka baka sönmüş.
Yüreğimde büyüttüğüm sevdan artık,
Bir ağıt gibi sessiz, içime gömülmüş.
Kaç gece senin adını yıldızlara yazdım,
Kaç sabah güneşle doğar diye bekledim.
Ama anladım, sevda bazen bir susuş,
Ve vuslat, yalnızca bir rüyadan ibaretmiş.
Sana yazdığım mektuplar hiç gitmeyecek,
Sana anlatmadığım o son cümle;
Hâlâ dilimde bir düğüm gibi asılı.
Ve ömrüm, o düğümü çözmeden tükeniyor.
Artık ne yollardayım, ne de göklerde,
Kalbim bir sahra, sessizlikle dolu.
Bir sevdanın külleri kaldı elimde,
Ve içimde yanmaya devam eden o kor.
Mehlikâ, bu aşk bir yemin gibi kutsaldı,
Ama bazı yeminler, insanı ömür boyu yakar.
Ben seni bir destan gibi yazarken hayatıma,
Sen, başka bir hikâyenin başkahramanıydın.