Hicrânın Sessizliği

Mehlikâ, yollarına küsmüş adımlarım,
Gözlerim ufka baka baka sönmüş.
Yüreğimde büyüttüğüm sevdan artık,
Bir ağıt gibi sessiz, içime gömülmüş.

Kaç gece senin adını yıldızlara yazdım,
Kaç sabah güneşle doğar diye bekledim.
Ama anladım, sevda bazen bir susuş,
Ve vuslat, yalnızca bir rüyadan ibaretmiş.

Sana yazdığım mektuplar hiç gitmeyecek,
Sana anlatmadığım o son cümle;
Hâlâ dilimde bir düğüm gibi asılı.
Ve ömrüm, o düğümü çözmeden tükeniyor.

Artık ne yollardayım, ne de göklerde,
Kalbim bir sahra, sessizlikle dolu.
Bir sevdanın külleri kaldı elimde,
Ve içimde yanmaya devam eden o kor.

Mehlikâ, bu aşk bir yemin gibi kutsaldı,
Ama bazı yeminler, insanı ömür boyu yakar.
Ben seni bir destan gibi yazarken hayatıma,
Sen, başka bir hikâyenin başkahramanıydın.

Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 5 Ortalama: 5]

Yazar

  • Cihat Faruk

    Merhaba, ben Cihat Faruk Getmez. Giresunlu olup, ilim yolculuğuma Samsun’da devam ediyorum. Hafızım, aynı zamanda İslami İlimler üzerine eğitim alıyorum. Kalemin, duyguların en güzel tercümanı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden kelimelerle dostluğum eskilere dayanıyor. TB Blog’a katılmış olmaktan da mutluluk duyuyorum.

Cihat Faruk

Merhaba, ben Cihat Faruk Getmez. Giresunlu olup, ilim yolculuğuma Samsun’da devam ediyorum. Hafızım, aynı zamanda İslami İlimler üzerine eğitim alıyorum. Kalemin, duyguların en güzel tercümanı olduğuna inanıyorum. Bu yüzden kelimelerle dostluğum eskilere dayanıyor. TB Blog’a katılmış olmaktan da mutluluk duyuyorum.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir