Fısıldayan Hisler: Kaygının Sevinci
Kendinize fazla haksızlık yaptığınızı hissettiğiniz zamanlar oldu mu? Kabul etmeseniz de ben yaptığınızı biliyorum. Farklı zamanlarda farklı konularda kendinizi konuya adapte edemediğiniz zaman insan, kendi kendini ezmeye başlar. İşte bu durumda içimizde fark etmesek de kaygıyı meydana getirebiliyor ve bu kaygı içimizde büyümek yerine orada kuruluyor. Biz de buna izin veriyoruz.
Kaygıyı karşınıza alıp konuşursanız, o size asla hak vermeyecektir. Sizin aynı şekilde endişe verici duygularla kalmanızı isteyecektir. Yapılan herhangi bir işin sonucu kötü olabilir veya işler yolunda gitmeyebilir. Bunun için kendimizi germeye veya huzursuz etmeye gerek yok.
Nasıl ki her şeyin fazlası zarar ise, kaygının fazlası da zarardır. Kaygıyı fazla yaşamayı, aşırı hızla kontrolden çıkmış bir arabaya benzetebiliriz. Ne arabayı çok yavaş kullanmalı ne de aşırı hızla kullanmalıyız. Arabayı sürmekten de korkmayın. O sürdüğünüz araba size güzel manzaraları, şahane yerleri, beklenmeyen kişileri gösterecektir, emin olun. Kaygı da aynı şekildedir. Yeterli miktarda olduğu sürece size güven hissi, mutluluk hissi ve başarabileceğiniz işlerin kapısını açacaktır. Arabada bazen terleriz ve arabadan dolayı minik bir titreşim olur. Aynı şekilde kaygı duyduğumuz anlarda gergin olmamız vücudumuzun verdiği doğal tepkilerdendir.
Kaygıya ne gerek var diye düşünebilirsiniz ama kaygı, bizi harekete geçirmeye, gelişmeye ve motive eden etkenlerden olan önemli bir itici güçtür. İçsel motivasyon sağlayan bir durumdur. Bu kadar önemli bir duygudan korkmak biraz tuhaf olur değil mi?
Bazı insanlar kaygıyı şizofreni belirtilerinden biri olarak görür, ama inanın ki araştırmalar bunun doğru olmadığını ispatlamış durumdadır. Kaygının oluşma sebeplerinden biri olarak kalıtımsal faktörlerin yanı sıra çocukluk dönemi yaşam deneyimlerinin ve yaşanan olumsuz olayların etkisiyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bence bu konunun kaygı üzerindeki etkisi diğer etmenlere göre daha fazla. Büyüdüğümüz zaman yaşadığımız ilk engelde hemen karşımıza çıkıyor. Ama yine de korkulacak bir durum olmadığını bir kez daha söyleyebilirim.
Kaygı duymaktan korkmayın. Hayatımızın bittiği anlamına gelmiyor. Sana güç veriyor. Hayatına yön veriyor. Başarını tetikliyor. Unutma, kendini kontrol edebildiğin sürece bu dünyada var olmayı başarabileceksin. Kendini rüzgârın akışına bırak ve esintiden asla korkma…
- Sonuçsuz Bekleyiş - Temmuz 24, 2024
- 5 Dakika - Temmuz 9, 2024
- Pembe Çiçekli Kiraz Ağacı - Mayıs 11, 2024
İnsanın kendini bulma yolculuğunda ona rehberlik edecek bir yazı.
Şahaneee?