Benlik Senlik Meselesi
Gün gelecek hayatının karmaşası içinde kaybolacaksın. Öyle ki kim olduğunu unutacak, içinde derin bir sessizlik duyacaksın. Bir sabah uyanacak ve aynada gördüğün yansımanın bile sen olmadığını sanacaksın. İşte o zaman haritasız, pusulasız bir yolun ortasında kendini aramaya başlayacaksın.
Önceleri her şey belirsiz yollar karışık gelmeye başlayacak, sanki seni uçsuz bucaksız bir ormanın ortasına getirip bırakmışlar da “Yürü hadi evini bul.” demişler gibi hissedeceksin. Yolunu bulmak için cesaretin kadar dürüstlüğünde gerekli olacak. Acılarını korkularını hayallerini iyiliğini ve kötülüğünü önceki yaşamında ne varsa heybene atıp taşıyacaksın.
“Ağır mı geldi? Peki yaşarken yaparken de ağır gelmiş miydi?”
Mesela en kötü günahın, en büyük acın, yaptığın en büyük kötülük ya da iyilik kendinle yüzleşmeden kendini bulamazsın değil mi? O zaman taşıyacaksın heybendekileri, zor olsa da sırtlanacaksın! İliklerine kadar yalnız hissedeceksin kendini bu yolda ama ilerledikçe anlayacaksın ki yalnız değilsin. Ruhunun derinliklerine indikçe özünü bulacaksın indikçe duyacaksın seni yaradanın sesini.
Özünde sevgiyi, şefkati, kabulü bulacaksın. Kendini sevmek, kabul etmek, her şeyden önce kendine değer vermek hayatta hiç yapmadığın bu şey senin nihai hedefin olacak. Yolun sonunda çektiğin sancıların bir anlamı olacak belki dünyaya değil ama senin dünyana yeni bir sen doğacak. Secdeye her kapandığında omuzlarından bir dirhem ağırlık kalkacak. Sanki yaradan seni izliyormuşçasına için huzurla dolacak, dua ederken anlayacaksın kalbin ferahlayacak.
Kimseye anlatamadığın dertlerini, günahlarını, sevaplarını, iyiliklerini ve kötülüklerini bir tek ona anlatacaksın, kimseye ihtiyacın kalmayacak. Bir de bakacaksın ki heyben bembeyaz bir sayfa gibi bomboş kalacak; yeniden yaşamaya hazır bir ömür misali. Ve bir gün o aynaya yeniden bakma cesaretini yakalayacaksın gerçek seni tam karşında bulacak ve ona sımsıkı sarılacaksın..
Hepimizin gerçek benliğini bulması dileğiyle vesselam.