Sıfır Birden İyidir

Bunun tersine inanırken, tüm güçler bunu nasıl da tersine çevirir.

İnsan, birin daha kârlı olduğunu düşünür. Bazen hayallerine adım atmak hiçbir şey yapmamaktan iyidir, der.

 

Hayallerine bir adım atması için kader çeşitli vesileler yaratır.

İnsan rızkı bulur, insan rızkını yer ve şükreder. Lakin kader vesilesiyle tanıdığı yer ve insanlar ona çok farklı şeyler gösterir, çok farklı şeyler öğretir.

 

Sen neler umarken gördüklerin, öğrendiklerin bambaşkadır.

Hayatın içinde olmaya çalışırken, insanların içinde hayat olmaması…

Neşeli insanların hayata küstürüldüğünü görmek…

 

Çözüm ve çare olamamayı da kader gösteriyor, seni vesilelerle koyduğu yere.

O yerdekiler belki çok zengin, belki çok fakir, belki çok farklı dünyalardan insanlar ama ortak sonuç olarak insanlar.

 

O insanların içinde insanı insan yerine koymayan, insana değer vermeyen, gaflet uykusunda olup kendini üstün gören, başka kimseyi beğenmeyen insanlar da olabiliyor maalesef. Öylelerini tanımadan hissediyorsun.

 

Allah’ın insanoğluna bahşettiği hisler kalplerdekini ve surettekini hissettiriyor.

Bazılarının üzgün olduğunu, hayallerinin ve heveslerinin içinde kaldığını, karşısındaki insanın onu hiçbir şekilde anlamadığını, kırılan hayallerin ve heveslerin bir kalbe ne kadar ağır geldiğini görüyorsun. Çözüm olamamayı da öğretiyor hayat.

 

Sanıyorsun ki doğru dini anlatınca insanlar Allah’ı tanıyacak, hayatlarına çözüm bulacak. Ama yarın uyanıyorsun ve değişim olmadığını görüyorsun. Sonra diyorsun ki kendi kendine:

“Değişim olmayacağını bile bile neden ışık olmaya çalışıyorsun ki?”

 

İnsanlar belirli düzen ve kalıplarda hayatlarına mutlu ya da mutsuz bir şekilde devam ediyor. Sen istiyorsun ki hayata doğru açıdan bakıp doğruyu görsünler.

 

Mutlu olsunlar, herkes mutlu olsun.

Herkes iyi olsun. Ama öyle olmasına gücün yetmeyince susuyorsun. Aslında Allah Teâlâ insanları zorlamıyor. İmtihan gereği hayat normal akışında devam ediyor.

 

İnsanın aldığı kararlar ve seçimleri yolunu belirliyor. Bu yol sonucunda insan ya imtihanını başarılı geçiyor ya da geçemiyor.

 

İnsanın kaçırdığı şey şu: İnsan, insana yaptığı sınavda sonuç başarılı olmayınca kızıyor ama Allah Teâlâ, imtihanları nasıl verirsek verelim, helal dairesinden çıkılmadığı sürece kızmıyor. Affına sığınılınca kabul ediyor, hatayı işlememiş sayıyor.

 

Allah’ın rahmeti geniş ve bol iken insanoğlu neden canını boş şeylere sıkıyor? Her şeyin çözümü dinde iken neden insan sınırlı olan aklını Allah’ın geniş, bol hazinesine teslim etmiyor? Nerden bilebiliriz iyiyi kötüyü ya da iyi görünen kötüleri, kötü görünen iyileri? Onları ancak duayla hayatımıza çekebilir ya da itebiliriz.

 

Hayatımıza iyi insanların girmesi ve iyi insanlarla karşılaşmak için dua ederken ya hayatımıza iyi olarak girip zamanla kötüleşen insanların hayatımızdan çıkması için ne yapmalı? Ondan kurtulsa gelecek olan ondan iyi olacak mı? Ya o da kötü olursa ya da zamanla kötüleşirse? İnsan kaderine isyan etmez mi?

 

İsyan etmemek, her şeyin Yaradan’dan olduğunu bilmek, hayatı dinin emirlerine göre yaşayıp Allah’a teslim olmak gerekiyor. Tıpkı Kur’an-ı Kerim’de Allah Teâlâ’nın insanlara buyurduğu gibi:

Dönün, dolaşın, Allah’a firar edin.”

 

Ne yaşarsak yaşayalım, her şey sonuç olarak kaderin bir parçası. Allah Teâlâ, çeşitli imtihanlarla kullarını yoluna istiyor. Sıfırın birden iyi olduğunu öğrensek de yine de birin peşinde olmalıyız.

Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 3 Ortalama: 3.7]

Yazar

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir