Sevgiliye Mektup
İstemek yeter sanmıştım, yanılmışım. Toydum. Aşkım, ikimize ve ben nicelere yeter. Bir kalbi ısıtır, yüzünü güldürür, kara bulutları dağıtır, yolda yürüme gücü verir, sanmıştım. Yanılmışım. Sen bana yoldaş, aşkım bize rehber, yol günahlara sırdaş olur sanmıştım, yanılmışım. İsteyip bu uğurda çabalarsam, vazgeçmezsem, en sonunda arzuladığım parmak uçlarımı okşar sonra da avuç içimi kucaklar sanmıştım, yanılmışım.
Benim sevgim yeter sanmıştım, yolumu aydınlatmaya. Benim sevgim yeter sanmıştım, yarım ayı tamamlamaya. Benim sevgim yeter sanmıştım, sönmeyecek bir mum yakmaya. Sandım ki eksikleri tamamlar, yarımları bütünler sevgi, yanılmışım.
Ağaca sımsıkı sarıldı sarmaşık, sen de öyle sararsın sandım beni. Senin beni sardığın gibi aşkımız da etrafımızı sarar sanmıştım, yanılmışım.
Yanımda aldığım nefes bana yaşadığımı hissettirir. Elin elime dolanırsa ölüm kendini öldürür. Öpseydin dudaklarımı, dudaklarım birbirini saygıyla selamlardı. Sen gelince ben de kendime gelirim. Sen sevince ben de kendimi severim sandım. Sen ne geldin ne de sevdin. Seni doğruyu öğreten öğretmen, merhametli anne, kollayan abi, derdimi dinleyen sırdaş, iyileştiren ilaç ve beni var eden ilah sanmıştım, yanılmışım. İlacının aslında tatlı bir zehir olduğunu ölümle burun buruna gelip ölümün nefesini kokladığımda anladım, ama yine de sen, kana kana içmek istediğimiz zehir, yıkımım olmasını dilediğim felaket, beni bir korkak yapan fikir, aynı zamanda güç veren cesaret, sen hayatın anlamı, açmak istediğim o kilitli kapı, alnımdan çıkmayan yazı, sensin yeni hayatımın miladı. Sensiz ben bir ceset, kozadan çıkamayan kelebek, yanlışı doğrudan eleyemeyen elek, kayan yıldızla kaybolan dilek.
Süslü cümleleri bir kenara bırakmalıyım, biliyorum, ama o zaman aşkıma saygısızlık edermişim gibi hissediyorum. Yazdığım cümlelerden birini eksiltirsem hiçbir şey anlaşılmayacak gibi. Sözün kısası, ben sensiz hevesle aldığı balonu uçup gökyüzünde süzülen bir çocuk gibiyim. Hevesim kursağımda kalıyor sen yokken. Hiçbir şey zevkli değil, ama sen varken her şey o kadar güzel ki. O yüzden gel, lütfen gel. Tek serveti düşleri olan bu dilenciyi kapından çevirme.