Hayat
Üzüleceksin küçüğüm;
Gözyaşların her iki yanağından süzülecek,
Kalbinin üzerine bastıracaksın avuçlarını,
Derin bir nefes çekeceksin içine ,
Biraz hırpalayacak o nefes seni,
Sonra gökyüzü eskisi kadar huzur vermeyecek sana.
Güneşten çok, odanın pileli,
Ancak boyu pencereyi zar zor örten,
Perdelerini göreceksin..
Mutlu çığlıklarla oyunlar oynayan çocuklara kızacaksın.
İki kaşının arasında bir çizgi olacak
Ve o çizginin üzerinde yürüdüğün yolu unutacak,
Kendi içinde kaybolacaksın…
Kayıplarının yükünü taşımaya çalışırken,
Senin senden koptuğunu fark etmeyeceksin.
Artık birkaç parça kıyafet yetecek sana,
Ayakkabın uymayacak çantana
Ve kısalacak saçların,
Tararken sen onları,
Aralarından hatıraların dökülecek.
İncitmeden toparla onları.
Sonra büyüyeceksin küçüğüm..
Vedaların kaçınılmaz olduğunu,
Önemli olanın varmak değil,
Yolun ta kendisi olduğunu öğreneceksin
Gözyaşlarının içindeki yangınları söndürebildiğini,
Her yanında olanın çiçeklerini koparmadığı gibi,
Her sulayanın da onları büyütmediğini öğreneceksin.
Ayaklarını acıtanın yoldaki taşlar değil,
En sevdiğin ayakkabın da olabileceğini,
Öğrenecek ve şaşıracaksın.
Ama hayat tam da öyle bir şey değil mi küçüğüm?
Bir daha yaşayamam derken,
Her yıl aldığın yaşı kutlayacaksın…