Eleştirinin Olur Hâli

Eleştiri bireylerin olumlu ve olumsuz tüm özelliklerinin dile getirilmesine verilen genel addır. Yaşam boyu meydana gelen durumlar, yapılan işler, edinilen düşünceler ve bırakılan eserler üzerine birçok alanda yapılabilir.

 

Eleştiri yapılırken dikkat edilmesi gereken önemli kriterler olmakla birlikte günümüzde bu kriterlerden oldukça uzaklaşıldığını görmekteyiz. Başlıca dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi yapılan eleştirinin yapıcı, kişiliğe değil ortaya çıkan durumlara veya olaylara yapılması, denetlenebilir ve dayanağı olması gereken düşüncelerdir.

 

Günümüz eleştirileri ise bir o kadar acı ve yıkıcıdır.

 

Bireyselleşen ve dijitalleşen dünyada eleştiri yapmamanın altında sadece ben algısının hissetmekteyiz. Günümüz eleştirilerin de verilen mesajlar genelde kişiliğe yönelik, üslupsuz ve hakaret içerikli olduğunu görmekteyiz.

 

Bu bahsettiğim eleştirilerin birçoğunu özellikle herhangi bir sosyal medya paylaşımının altında pekala görmemiz mümkün. Saldırgan, neye öfke kustuğu belli olmayan, hakaret dolu sonu gelmeyen yorumlar..

 

Peki neden? Neden öfke, nefret dolu bir dünyaya sahibiz? Neden üretimin, ortaya çıkarılan çalışmaların bilimsel metotlarla değerlendirip takdir etmeden yoksunuz? Görülmemekten korkmak mı yoksa hiç görülmemenin öfkesini paylaşandan, kaliteli üretenden çıkarmak mı?

 

Başarımız azalır korkusu, linç kültürü, onaylanma ihtiyacı, üretimi algımıza göre yorumlama… Birçok neden üretilebilir, tabi bu nedenler eleştiri olmanın çok ötesinde olan nefret dilinin yaygınlaştığı gerçeğini yadsıyamaz.

 

Eleştiri adı altında duyguları incinen, yemeklere küsen, cesareti kırılan, aynadaki yüzlerine küsüp tonlarca makyaj yapan, kendini yetersiz ve başarısız hisseden, sürekli kıyaslama yapan bireyler; herkesin kendini daha çok kanıtlama ihtiyacı içerisine girdiği gerçeklikten uzak ama gerçeği sarsan ucu bucağı olmayan sözde eleştiriler..

 

Gerçeklikten uzak beklentiler ve mutsuz insanlar topluluğunu ellerimizle oluşturduğumuzun kanıtları gibi. 

 

Bireyler, dijital dünya ya da içinde bulunduğu ortamda eleştiri yaparken neyi ne amaçla eleştirdiğinin farkında olmalı.

Eleştiriyi kişiye değil eleştirdiği her ne ise direkt ona yapmalı ve bu eleştiriyi ben de böyle düşünüyorum diyerek yapmamalı.

 

Eleştirisinin bilimsel, kültürel, akademik, bireysel, deneyim anlamında yapılandırılmalı ki eleştiri yapıcı ve onarıcı olsun.

 

Ayrıca eleştiri yapılırken eleştirilecek konu hakkında sadece olumsuz değil olumlu yönlerinin göz önünde bulundurulması eleştiriyi olur yapabilir. Çünkü hayatta sadece siyah ya da beyaz yoktur. Çok yönlü bakabilmek eleştiri yapan kişinin görevidir.

 

Toplumca uzak olduğumuz eleştiri kültürünün bilimsel, saygın toplum değerlerine uygun, bireyi geliştiren şekilde toplumumuza katmak hepimizin sorumluluğunda.

 

İçinde bulunduğumuz her alanda ifade ettiğimiz eleştirileri yapılandırarak yapmayı sorumluluk bilmeli ve bu tutumu yaymalıyız.

Berfin TETİK
Latest posts by Berfin TETİK (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 0 Ortalama: 0]

Yazar

  • Berfin TETİK

    Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

Berfin TETİK

Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir