21. Yüzyıl Vahşeti
Tin Suresi’nin ayetlerinde “Aşağının aşağısı” tabirini okuyoruz hepimiz. Belki okuyup geçiyoruz.
Peki bu tanımın içini dolduran varlıkların, bırakın kendisine herhangi bir zararı olmayan insanları, dünyaya gözünü yeni açmış bebekleri hunharca katledebilecek olmasını hayal edebilmiş miydik daha önce?
Veya yaşadığımız bu ‘modern‘ çağda insanlığın böyle bir katliama şahit olacağını hangimiz düşünürdü?
Dünyaya sözde medeniyet dağıtan, modern, ilerici insanlar değil mi bunları yapanlar? Yoksa biz mi çok şey bekledik?
Kafamda tüm bu sorularla günleri deviriyorum aylardır.
Madde dünyasında karşılığını bulamadığım öfke ve üzüntümle birlikte olanları sorgulamaya çalışıyorum:
İnsanoğlunun hırs, cehalet ve zalimliğinden başka bir şey bulamıyorum.
Biliyorum; üzülüp öfkelenmek, kınayıp yürüyüşler yapmak onlar için bir şey ifade etmiyor.
“Siyonizm laftan anlamaz, siyonizm güçten anlar”
Anlamadıkları sadece laf değil.
İnsanlıktan, evrensel etik değerlerden ve masumiyetten… Hiçbir şeyden anlamıyorlar.
Gözlerini bürüyen hırstan ve kendilerini kontrol eden sürü psikolojisi ile anlamalarını bekleyemeyiz zaten.
Bu insanlık vahşeti en azından insan ve vicdanlı olan herkesin içinde bir yara durumunda.
Evet en azından.
Çünkü bu acıyı hissetmiş olmanın asgarî düzeyinde insan olmak var.
Normal bir müslüman ise söz konusu maddi güç için üstüne düşeni yapıyor.
Yapması gerekeni; yani bu bilinci pekiştirip yayarak, yaptığı işin en iyisini yaparak, tüketim değil üretim odaklı olarak. Zalimin belini kırarak, ekonomisine katkıda bulunmayarak. üstüne düşeni yapıyor.
- Narin Yüreklere - Eylül 12, 2024
- İhtimaller Dünyası - Temmuz 21, 2024
- Şekil Değiştiren Tutsaklık - Haziran 11, 2024