HERKES ÜNİVERSİTE OKUMAMALI

Selamünaleyküm! Ben, Zeynep Sıla ŞİMŞEK. TB Eleştiri köşemizin ilk yazısında kaleme aldığım konu, toplumdaki ‘herkes üniversite okumalı’ algısı.

Göz büyüleyen hayaller, dramatik gerçekler.

Hiçbir üniversite mezunu hayal ettiği gibi lüks şirketlerde pahalı takım elbiselerle havalı beyaz yakalı olamıyor.
Diplomalı işsizler ülkemizin yıllardır bitmek bilmeyen genel problemi. Konu derinleştikçe sorunlar artıyor; ekonomik sorunlar, psikolojik sorunlar, intiharlar, aile içi anlaşmamazlıklar vs.

Ülkemizde eğitim fakültesini bitirdikten sonra atanamayan öğretmen adayı yeğeni harçlık istediğinde veremeyince kendisini Boğaz köprüsünden atmıştır. Senelerce dirsek çürütmüş bir öğretmen adayından bahsediyoruz. Boşa giden zaman, boşa giden hayallerden, atanamayan bir öğretmenden bahsediyoruz!

İş olanaklarımız fazlasıyla kısıtlı atanmak zor veya imkansız. Özel sektörlerin istediği gelişmiş eğitimi her üniversitemiz veremiyor. İstenilen eğitimi verebilen üniversitelerimizde ailelerin ekonomisine uygun değil. Burs kredisi ödemektense, aileme büyük sorunlar açacağıma, kendimi yıpratacağıma, zamanımı boşa harcayacağıma kendi sermayemi oluşturur hem ülke ekonomisine hem de aileme katkıda bulunurum.

Herkes üniversite okumalı, diyerek toplumda yanlış algı oluşturuldu. Artık her ilimizde üniversite var ve bu da ülkemizde eğitimin kalitesini düşürmekte. Elbette bunun farkında olan genç nüfus büyük ve gelişmiş şehirlerde, köklü üniversitelerde eğitim almak istiyorlar. Bu yüzden de ülkedeki nüfus dağılımının dengesiz olmasında üniversiteler büyük faktör. 2020 yılı verilerine göre İstanbul’daki öğrenci nüfusu 3 milyon iken ilimiz Giresun’da 63 bindir.

Eğitim ekonomide etkili faktördür. Lakin herkes hazır parayla büyük şehirlerde üniversite okursa ülkenin ekonomisinde olumsuz büyük sorunlarla karşılaşılacaktır. Yaşlı nüfus genç nüfus gibi çalışkan ve dinamik olamayacağı için ülke birçok sektörde geri kalacaktır. Hizmet,tarım ve sanayi sektöründe gençlerin olması ülke ekonomisinde daha olumlu sonuçlar doğuracaktır.

Kişinin kendisini geliştirebileceği tek yer üniversite değildir. Birçok mühendis teorik bilgiye sahip olduğu hâlde iş bilmemektedir. Üniversite okumamış ustalar hem teorik bilgileri vardır hemde daha iyi iş bilmektedir. Birçok üniversite mezunu hem günümüzdeki eğitimin kaliteli düşüklüğünden ötürü hem de sadece kağıt üstü ezberlenen bilgilere sahip oldukları için iş tecrübeleri bulunmamakta.

Topluma dayatılan yanlış algının bir diğer olumsuz sonucu da ailelerin çocuklarını kazandıkları üniversite ve bölümlere göre yarıştırmalarıdır. Yanlış başarı algısından ötürü bireyler üzerindeki baskı birçok psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklara neden oluyor.

Öğrenci nüfusunun yarısından çoğu istemediği bölümlerde okuyarak istemediği mesleklere zorunlu tutuluyorlar. Herkes üniversite okumamalı ki bireyler kendi tercihleriyle istediği mesleği yapabilsinler. Kişi istemediği mesleği yapmak zorunda olursa mutsuz ve verimsiz bir yaşam sürecektir.

Herkes eğitimci, avukat, mühendis veya doktor olmak zorunda değildir. Ülkemizi geliştirebilmek için toplumda oluşan herkes üniversite okumalı algısını yıkmalıyız ki birey mutlu bir girişimci, verimli bir işçi olabilsin.

Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle.

Umutlu yarınlara 🙂

Sağlıcakla kalın..

Zeynep Sıla ŞİMŞEK
Latest posts by Zeynep Sıla ŞİMŞEK (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 9 Ortalama: 4.9]

Yazar

Zeynep Sıla ŞİMŞEK

Ben Zeynep Sıla Şimşek. Giresun, Bulancaklıyım. 20 yaşındayım ve TB Blog'a yeni katıldım diyebilirim :)

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir