Benim Zorum Ne

Çevremizi incelediğimizde birçok davranış görebiliyoruz. Sinirli, gergin, mutsuz, asık yüzler… Çevremizde görmekte en zorlandığımız davranışlar ise sakinlik, dingin bedenler, gülümseyen yüzler… Önceki yazılarımızda gülümseyememe ve bu mutsuzluğun bazı nedenlerine değinmiştik.

Şimdi belli karmaşa içinde akıp giden hayatlarımızda ‘Neden mutsuz gergin asık suratlarla biz de akıp gidiyoruz?’ a değinmek istiyorum.

Birey içinde bulunduğu hayatın getirisine göre şekillenir. Hayatta yani hayatımızda seçimlerimizle şekillenir. Şu an içinde bulunduğumuz süreç; işe gitmeyi, sınava çalışmayı, araştırma yapmayı, tez yazmayı gerektirebilir. Çünkü bunlar bizim seçimlerimizdir.

Tabi ki itiraz eden iç seslerinizi duyabiliyorum: ”Hayır ben ise gitmek istemiyorum, sınava çalışmak istemiyorum, tez yazmak benim tercihim değildi…”

Tabi bu örnekler çoğaltılabilir. O zaman ben de şu soruları sorabilirim: ”Para kazanmak istiyor musun , üniversiteye gitmek istiyor musun?”

Bu soruların genel cevabı evet olsa bile hayır cevapları da olabilir. Bu noktada önceki seçimlerimize dönüp seçimlerimizi tekrar gözden geçirmemiz gerekir. Dolayısıyla aslında gergin olmayı, mutsuz olmayı, gülümsememeyi biraz da biz seçiyoruz.

Bu seçimleri farkında olmadan, sorgulamadan olağan şekilde kabul ediyoruz çünkü bunları yapmak daha kolay geliyor. Sağlıklı beslenmeye başlamak zor, sağlıksız beslenip vücudumuzu hastalıktan kurtarmak da zor. Ders çalışmak zor ama diğer yapacağımız şey (hiçbir şey, işe gitmek, üniversiteye gitmiş olmak) de zor.

İşe gitmek zor ama işe gitmemek de zor çünkü iş doyumunun, paranın getirdiği olanakların olmaması da zor. Gülümsemek zor asık suratlı olmak da zor . O zaman aslında biz kendi zorumuzu seçebilir, bu zorumuzu da sevebiliriz.

Zorumuzu kendimiz seçtiğimizde ve bunun bizim seçimimiz olduğunu bildiğimizde süreç bizim için daha kolay bir hal alacaktır. Sorumluluklarımızın bilincinde hareket etmek süreci kolaylaştırırken farkındalığımızı arttıracaktır.

Çünkü içinde bulunduğu süreci, sorumluluğunu kabul eden ve sorumluluk bilincini davranışlara döken bireyler mutlu, dingin, iç huzuru olan bireylere dönüşmüşlerdir. Süreçlerini kimsenin süreciyle kıyaslamaz, kendi yeterliliklerinin ve sınırlarının bilincinde sürecini yönetecektir.

Hayatımızda en fazla yanlış yaptığımız biraz da gülümsememizi silen davranışlardan birisi de kendimizi sürekli sonuç odaklı birileriyle kıyaslamak diyebiliriz. Oysa ki herkes gibi bir yere bir noktaya varan insanların bu süreçler için verdikleri çabaları görmüyoruz. İş için harcanan saatleri, ilişki için fedakarlıkları, dünya seyahati için özlem duygusunun sorumluluğunu…

Tabi bu süreçte bireylerin seçtikleri zorlukları da göremiyoruz. Bilmediğimiz insanlar ve hayatlar hakkında her şey bize kolay ve ulaşılabilir geliyor.

Tabi bu düşüncenizi destekleyen sosyal medyayı da yok saymamak gerek. Başka hayatların en güzel yanlarının kusursuzca paylaşıldığı bir yanılsama. Ne kadarının gerçek olduğunu bilmediğimiz hayatlar.. Ve bu hayatları izleyen asık yüzler ordusu..

Kendimize gelmemizin vakti geldi. Kendi zorumuzu seçip hayatımızı kendi zorumuz ve bu zorun sorumluluğunda şekillendirmek!

Bunu asla kolay olmadığını biliyorum, bilerek davet ediyorum.

Yüzünüzün gülümsediği, kendinizi kıyaslamadığınız, seçimlerinizin size ait olduğu bir yaşam diliyorum. Başardığınızda yüzünüz gülecek biliyorum..

Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 1 Ortalama: 5]

Yazar

  • Berfin TETİK

    Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

    View all posts

Berfin TETİK

Merhaba Berfin Tetik, 25 yaşındayım. Psikolojik Danışman ve Rehberim. Okumayı çok seviyorum, yazmaya çabalıyorum.. Yazılarımda ruhunuzdan bir şeyler bulmanızı diliyorum.. Sevgiyle kalın..

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir