Beethoven ve Kahve İçerken Kullandığı 60 Kahve Çekirdeği

Sabah, öğlen veya akşam. Gün boyu uyguladığımız rutinlerimiz var. Bu bazı rutinlerin farkında bile değiliz. Mesela öğle saatlerinde dikkatimiz dağılmaya başladığı anda kahve içme rutinimiz vardır. Bu söylediğim rutini muhtemelen herkes biliyor ve hayatında uyguluyordur. Ben mesela örnek verdiğim bu rutini bir uyku seansıyla birleştirip bu rutini bir ritüele dönüştürdüm.

Siz değerli okuyucular, siz de benim gibi gün içerisinde sıkça uyguladığınız bu rutinlere bir şeyler ekleyip ritüele çevirebilirsiniz. Bunlara isim de bulabilirsiniz veya bunların içlerine kendi renklerinizi katabilirsiniz. Bu rutinlerin birleştirip ritüel haline getirdiğiniz şeylerin başına sonuna size ait bazı davranış biçimlerini ekleyip onları törensel bir hale getirebilirsiniz.

Mesela Beethoven bunu yapmış. Evet tüm zamanların gelmiş geçmiş en ünlü piyanisti ve bestecilerinden biri olan Beethoven kahve içme rutinini kendine özel bir ritüele dönüştürmüş. Bir fincan kahve yapıp içmek için her seferinde tam olarak fincanına 60 kahve çekirdeği koyarmış.

Anton Schindler’in Beethoven hakkında hazırladığı bir kitapta bestecinin eserlerinin yanı sıra alışkanlık haline getirdiği bu kahve rutini sevgisinden de söz ediyor. Daha çok Uzak Doğu ülkelerinde karşımıza çıkan çay hazırlama ve sunum yapma kültürüne benzer bir şekilde kendince kahve kültürü oluşturmak için böyle bir yaratıcılık yapmış daha doğrusu tasarım yapmış. Beethoven’ın Böyle bir ritüelinin beste yapma sürecine nasıl bir katkı sağladığını tam olarak bilmiyoruz. Ama Beethoven’ın tasarım yaptığı bu ritüelin sizlerin üretkenliğinize bir katkı sağlayabilir belki.

 

Peki nasıl bir katkıdan bahsediyoruz ?

Beynimiz ve dikkatimiz belirli geçişlere ne yazık ki o kadar hızlı adapte olamıyor. Bir şekilde ya geçmişte, ya da gelecekte kalıyor. Gün içinde yapmış olduğumuz işler arasında kısa bir mola verip kahve içmek gibi basit bir rutin bile her zaman işe yaramıyor. İşte siz okuyucular tam bu anahtar noktalarda Beethoven gibi kendinize göre anlamlı bir tasarım yapmaya çalıştığınızda dikkatinizi tam anlamı ile o ana çekmiş oluyorsunuz.

Yaşamınız içindeki işler ve insanlar sizi çekiştirip reaktif hale getirmeye çalışırken siz reaktif düşüncen’in tam tersine proaktif olabilmek için “Ben ne yapabilirim?” düşüncesi ile hareket edip tasarım gücünüzü kullanmış olursunuz.

 

Unutmayın hayatınızda hemen her şeyi bir ritüele dönüştürebilirsiniz. Sadece uyumak gibi basit bir eylemi Charles Dickens gibi kuzeye doğru yatarak uyumak gibi bir ritüel haline getirebiliriz. Sadece plan yapıp herhangi bir işe çalışmak gibi basit bir rutini Cal Newport gibi öğleden önce çalışmak gibi bir ritüel haline getirebiliriz. Veya resim çizmek yerine Picasso gibi tırnaklarını kestikten sonra onları çöpe atmak yerine saklayıp o sakladığı tırnakları atmamak gibi bir ritüele haline getirebiliriz.

Kısacası ne kadar ileri gideceğinize her zaman kendiniz karar verin. Başkaları için bir anlam ifade etmeyen ama sizin için bir anlam ifade eden şeylerin olması herşeyden daha önemli.

Ders çalışıp, enstrüman çalışıp, kitap okuyup, resim çizip, haber okuyup, haber dinleyip, müzik dinleyip… Tüm bu çalışmaları veya eylemleri yaptıktan sonra mola verip her zaman bir kahve içerim. Çok da koyu kahve içmeyi sevmeyen biri olarak şuanlık benim kahve çekirdeklerim bir fincan için tam 36 tane.

 

Peki ya sizin?

Enes YALAP
Latest posts by Enes YALAP (see all)
Bu yazıyı oylar mısınız?
[Toplam: 4 Ortalama: 5]

Yazar

  • Enes YALAP

    Ben Enes Yalap, 19 Ağustos 1998 Erzurum doğumluyum. Liseyi Açık Öğretimden bitirdim. Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü Mezunuyum. Müzik öğretmeniyim, aynı zamanda Türk sanat müziği ile çok yakından alakadarım. Tanbur icra ediyorum, tanburiyim. Yazarlık ve senaristlik yapıyorum. Araştırmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum. Kendi çapımda ve alanımda çok projelerim var, onlar üzerinde çalışıyorum. TB Blog’tq olmaktan ve böylesine samimi bir ortamda yazı yazmayı çok seviyorum. TB Blog ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluluyum.

Enes YALAP

Ben Enes Yalap, 19 Ağustos 1998 Erzurum doğumluyum. Liseyi Açık Öğretimden bitirdim. Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik Bilimleri Bölümü Mezunuyum. Müzik öğretmeniyim, aynı zamanda Türk sanat müziği ile çok yakından alakadarım. Tanbur icra ediyorum, tanburiyim. Yazarlık ve senaristlik yapıyorum. Araştırmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi çok seviyorum. Kendi çapımda ve alanımda çok projelerim var, onlar üzerinde çalışıyorum. TB Blog’tq olmaktan ve böylesine samimi bir ortamda yazı yazmayı çok seviyorum. TB Blog ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluluyum.

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir