5 N 1 Zaman
Her sorunun cevabı var mıdır, ya da her doğrunun yanlışı var mıdır? Diye de sorabiliriz kendimize…
Peki, kendimizden aldığımız cevap nedir?
İnsanoğlu, sorgulama potansiyeline sahip bir varlıktır. Küçük yaşlarda anlamlandıramadığı şeyleri sorgular. Büyüdükçe hayatı, insanları, sorunları, sorunların kaynağını sorgular. Sorulara kendine göre cevaplar bulur kimilerine bulamaz.
Bazı cevaplardan tatmin olmasa da hayatına bir şekilde devam eder.
Her insanın sorgulaması çok tabiidir lakin sorgulamalar ardından aydınlığa çıkamayan insanların hali nasıldır?
Bir bütünün parçalarını oturtamayan, hayata doğru yerden bakamayan insan olarak hayatlarına devam etmeye çalışırlar bu da insanı, hayatını ve psikolojisini handikapa sürükler.
İnsan doğası gereği sorgular ama neden doğru cevapları bulamaz?
Bunun en önemli nedenleri ya doğru soruyu soramıyordur ya da hayata baktığı açı yanlıştır.
İnsan, hayatının odak noktasına İslam’ı koyduğunda hangi soru olursa olsun hangi sorun olursa olsun doğru perspektiften bakar, hayatı anlamlandırır, parçaları birleştirerek bütüne gider. Peki hayatının odağına İslam’ı koyan insanların sorularının, sorunlarının çözümü kavuşamaması nedendir?
Hayatını İslam’a göre yaşayan insanlar da sorgular. Birçok şeyi düşünür ve çözemediği konularda da tekrar tekrar düşünür. En sonunda bir sonuca ulaşır. Ulaştığı sonuç, sorularını tatmin eder. Çünkü hayatı, yaradılış gayesini, dünyadaki imtihan argümanlarıyla, İslam perspektifiyle bakarak çözer.
Allah(c.c), insanları düşünüp sorgulasın doğruyu bulsun diye Kur’an’ı Kerim’de insanları düşünmeye teşvik eder.
Peki, İslam perspektifiyle de baktığımızda da çözüme kavuşturamadığımız soruların olması akıl nakıslığından mı yoksa insanın aklıyla, tercihleriyle doldurması gereken boşluklar mıdır?
İnsan külli iradeye ait olan, cüzi iradesine sahip bir varlıktır. Allah Teala külli iradede boşluk bırakmamıştır lakin cüzi iradede, imtihan etmek için birçok şeyler yaratmıştır ve seçimi insana bırakır.
İnsanoğluna akıl vermiştir; insan sorgular, bocalar, imtihanını iyi geçebilmek için dualar eder. Duanın kabul olacağı varsa da Allah Teala bazen bekletir kulum acziyet gösteriyor mu diye imtihan eder. Bazen de hemen duaları kabul eder.
İsteklerimizin olmadığındaki kalp sızısı da imtihana dahil aslında…
İnsan istiyor, dua ediyor diye Allah Teâlâ vermek zorunda değil istediklerimizi. İnsanın aklındaki “neden”, “niçin”, “nasıl”, “ne zaman”, “niye” gibi soruların cevabı imtihan sürecinde yani zamanda saklıdır aslında.
Kur’an’ı Kerim’de Allah Teala’nın buyurduğu gibi:
“Sabırla ve namazla yardım isteyin.” (bakara/153)
Dünya imtihanlarını kolay geçebilmek için verilmiş ipucudur aslında.
İnsan sorgularken sorguladığındadır belki de cevabı. Ya da herkese verilmiş; her salisesinin bile hesabı sorulacağı, çok da net bir tanımı olmayan, herkese farklı gelen ve herkesin farklı yaşadığı zaman kavramında…