Author: Sülbiye Sudenaz KANAT
Sabah ezanı okunurken uyandım uykumdan. Kudüs’ü gördüm rüyamda, bir kız çocuğu tepesinden bomba geçerken secde ediyordu. Ya Rab bu nasıl bir imandır dedim, haykırdım … O an ne yapabilirim diye düşündüm durdum. Kudüs’ü Kudüs’e...
K ahraman bir şehirde gözlerimi açtım ben, A şıkların doğup büyüdüğü bu şehirde, bende şehre aşık olarak büyüdüm. H arabeye döndü ortalık uykudayken biz, R ahat evlerimiz mezar oldu. A ğlayarak çıkmaya çalıştık evlerimizden....
Bir hevesle yenen dondurmanın sonradan seni hasta etmesi gibi, Önce mutlu eder, sonra hasta. Bir daha yemem dersin, İyileşince ilk dondurmaya koşarsın. Sevgi de böyleymiş, acı veren şeye koşarmış insan… Sen koştukça o gidermiş....
Yine geldin rüyama.. Seni görmek ama unutmak, Senin gerçek olmadığını bilmek, Uyanınca gideceğini bilmek, Tekrar görme ümidi ile uyumaya çalışmak… Ne zormuş insanın kalbini toprağa gömmesi. Masaya bir bardak eksik koymak, Sevdiğin yemekleri...
Ölümsüz olmak istiyorum. Atatürk gibi, Cahit Sıtkı gibi…. Öyle eserlerim, izlerim olsun ki, Öldükten sonra da hatırlanayım. Umut, ışık, en büyük destekçi olayım. Öyle güzel hatırlasınlar, Öyle güzel okusunlar ki beni, Ölümsüz olayım… Ölümsüz...