İncir Kuşları
Şimdi ruhum gömülmüş, bense çiçeğini kokluyorum, mezarımın başında.
Öyle iyi, öyle kötü, öyle ki; öylesine bir acı dolmuş kabrin içine.
Sensiz kalan gözlerime yaş dolmuş.
Fermanlara itaat etmeyen aşıklar dolmuş bu gece mahzenlere.
Elleri silahlı askerler en büyük darbeyi yapmış sinsice.
İçinde aşk namına bir şey olmayan askerler.
Etrafı bir toz bulutu kaplamış akşam sekizden sonra.
Bir çığlık kopmuş şehrin bağrından.
Görenler diyor ki:
“Sanki ay yere indi, sanki güneşi söndürdüler, sanki öldük hepimiz.”
Gözyaşlarımız havada asılı kaldı.
Ama yıldızlar ama bulutların yerine geçti.
Kanatları mavi kelebekler sardı etrafımızı.
Sonra ruhlarımızı gömdüler.
Geriye bahardan taze bir çiçek kokusu kaldı.