Acı
3 harf, iki heceden oluşan basit bir kelime gibi duruyordu. Daha önce acıyı hissetmeyenler için.
Hissedenlerin ise önce ruhu kanar ardından ise göğsü sıkışırdı. Yaşadığımız ve hatırlamak istemediğimiz veyahut yok sayarak olmamış gibi davranmaya iten bir kavramdı acı.
Yaşadıktan kısa bir süre sonra dalgaya vurup gülüp geçtiğimiz, kafamızı gürültüler ile meşgul edip duymazlıktan geldiğimiz basit bir kelimeden ibaretti.
Oysaki tek kaldığımız zaman bizi delirtecek raddeye kadar gelebilen o kadar derin ve büyük bir duyguydu ki acı! Bizi, zamanla yok saysak bile bitiriyordu.
Hele ki insanlara belli etmemek için verdiğimiz çaba!
Sanki birine anlatsak alaya alıp, bize karşı koz olarak kullanacaklarmış hissi tarif edilemez bir duygu.
Çünkü insanlık algıları öyle bir raddeye geldi ki!
İnsanlar onların gözü önünde küçük düştükçe, acı çektiğini gördükçe resmen mutlu oluyorlardı. ‘Eğer bunu yapmasaydı öyle olmazdı. Onu yaptıysa o haklıdır sus sen. Kadın/erkek olsaydın da yaptırmasaydın…’ Bunlar duyduğumuz onlarca veya binlerce cümleden sadece birkaçı.
Oysaki insan bazen sırtını yaslayabileceği, zor anında dimdik yanında duran, acılarını paylaşmak istediği birini çok isterdi…
- Acı - Kasım 24, 2024
- Kalbim Sızıyor - Kasım 22, 2024
- Hayatın İçinden - Temmuz 22, 2024