Putlarımız
Soğuk görünen insanlar hakkında neden kötü düşünülür? Tebessüm etmiyor diye kötü biri diye mi kalıba sığdırılmalı?
İnsanlar tanımadığı kişiler hakkında yorum yaparken neden acımasız olur? Nereden bilebilir nasıl biri olduğunu? Kişilere koyduğumuz ön yargılar onu tanımaya yeterli mi?
Kişiyi olduğu gibi tanımadan konuşmak onun hakkına girmek değil mi? Peki bunu bile bile neden yapıyoruz? Kul hakkından mı korkmuyoruz ya da dini istediğimiz gibi mi yaşıyoruz? Ya ön yargılarımızdaki kişi aslolandan çok farklı ise ve biz herkese başka lanse ediyor isek, bir insanın kaç yıllık ömrünü, karakterini heba etmiş olmuyor muyuz? Bu da emek hırsızlığı olmuyor mu?
İnsan aslında ne ise onu yansıtmıyor mu? Ya da insan içinde ne barındırıyor dışına neyi vuruyor? Her insan düşüncelerini, sırrını, hayatını dışarıya yansıtmıyor mu zaten? İçindekileri paylaşmıyor diye dışa vurdukları ile doğru tanıma olur mu?
Herkesin yaradılışı tek düze mi olmak zorunda? İnsan olduğu gibi kabul edilmeyecekse neden insan, eşya olması daha doğru olmaz mıydı?
Sevgi, farklılıklarla doğmayacaksa gerçek sevgi mi yoksa herkeste olan sevgi mi olur?
Bu soruların cevabı insanın karakterinde, hayata baktığı noktada, sevgiye baktığı yerde.
Farklılıkları ne kadar sevebiliyoruz; herkes insan, herkesi Allah yarattı diye ne kadar kucaklayıcı olabiliyoruz? Farklılıkları dışlarsak ne kadar dindar olabilir? Yaradanın yarattığını sevmeden, nedir ne değildir demeden, sarıp sarmalamayı ne kadar yapabiliyoruz da insanlarla ilgili acımadan, bilgimiz olmadan hak etmediği şeyleri söylüyoruz? İnsanlarla ilgili yargı ya da dedikodu yapmak aslında kendimizi yormak oluyor çünkü sormuyoruz, bilmiyoruz. Onunla yaşamıyoruz ve olaylara baktığı açıyı kestiremiyoruz.
Zannediyoruz; doğru ya da yanlış olma ihtimalini hesaba katmadan, kul hakkından korkmadan. Sahiden ya; bu dünyayı yaşarken hesap günü her şeyin hesaba katılacağını bilmiyor muyuz ya da işimize mi gelmiyor? Allah korkumuz mu eksik?
Soruların cevapları insanlarda gizli ama insanlar kendilerine doğru soruyu sormuyorlar. Doğru cevaba ulaşamıyorlar. Ulaşmadıkça verilen zamanı boşa harcayıp ömür çürütüyorlar. İnsan biraz düşününce Yaradanın verdiği aklın, kalbin cevherini farkeder ve iç huzuru aramaya doğru evrilir.
Bu yapılmadığı için insan kendinden aciz ve herkesten aciz. Âciz olmasa iletişim sorunu olmaz. İç huzuru olur, dünyaya geniş açıdan bakar. Hayat gerçekten yakın açıdan dram uzak açıdan komedi.
Bizim sorun olarak gördüklerimiz ne kadar sorun acaba? Engelli bir insanın neden diğerleri sağlam ben engelliyim sorusu kadar mühim mi? Velhasıl kelam, insanın dedikodusu da ön yargısı da kendine engeldir. Allah Teala bunun bilincinde olanlardan eylesin inşallah…
- Gerçek Sevgi - Aralık 3, 2024
- Putlarımız - Kasım 27, 2024
- Sûret/Sîret - Kasım 17, 2024