Eskiler Mi Güzeldi Eskiden Mi Güzeldik
“Biliyor musun? Ben bu çağdan nefret ettim. Etimle kemiğimle nefret ettim!”
diyor Cahit Zarifoğlu. Bu cümleye sonuna kadar hak vereceğimi asla düşünmezdim.
Peki,
Çağımıza ayak uydurmalı mıyız?
Zaman geçtikçe, günler günü, aylar ayı, yıllar yılı kovaladıkça bir değişim içinde oluyoruz. İnsanlar değişiyor, örfümüz değişiyor, âdetimiz değişiyor, toplumumuz değişiyor…
Değişim bu doğanın reddedilmeyecek bir kanunudur, katılıyorum. Değişebiliriz.
Ama neden kötü, çirkin bir değişim içindeyiz?
Neden günden güne daha dayanılmaz bir hal alıyoruz?
“Turşu limondan mı yapılır sirkeden mi? ” gibi ufak, sevimli tartışmalardan “Sen bana yol vermedin!” gibi birbirlerine küfürler ederek kavga eden bir millete dönmüşüz.
Her sabah okula giderken sokaklarında gördüğü kediyi eve alıp bakmaları için annesine yalvaran küçük çocuktan, o kediyi ö*düresiye tekmeleyen bir caniye dönmüşüz.
Mektuplaşarak haberleşen liseli sevdalılardan “Telefonumu niye açmadın?” gibi saçma triplere giren ‘sözde’ aşıklara dönmüşüz.
Yazık…
“Eskiden mi güzeldik, eskiler mi güzeldi?” sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Sizce hangisi?
Bence eskiden güzeldik. O saf sevdalar, değerlerine sonuna kadar sahip çıkan, yozlaşmamış zamanlara hasret kaldık cancağızım..
“Eskiler hep özlenir, mazi hep hatırlanır.”
Bir de işin ‘normalleştirme’ boyutu var tabii. “Eski köye yeni adet” misali her şeyi normalleştirdik.
(Bu normalleşmeye dayanamayarak mağarasına geri dönmek isteyenlerdenim.) :’)
Kalp kırmanın, kandırmanın, incitmenin bu kadar kolay ve normalleşmiş olması gerçekten can sıkıcı bir durum.
Ve ilk baştaki sorumu yineliyorum sevgili okurlarım:
“Çağımıza ayak uydurmalı mıyız?”
Bizler toplumun birer parçası, bireyi olduğumuzdan ister istemez ayak uydurma durumuna geliyoruz.
Ama bir farkla: Bizim geleceğe dönük bir hayalimiz, bir hedefimiz var.
Bizler; daha güzel bir dünya için sonraki neslimize iz bırakmaya, insanlara örnek olmaya, kültürümüze, dilimize sonuna kadar korumaya gayret gösterenlerdeniz. Çok çalışarak vatanına milletine layık bir birey olmayı hedeflendirenlerdeniz.
Ve unutmayın ki emeğimizin karşılığını er geç alacağız.
Sizce de bu değişime bir dur demenin vakti gelmedi mi?
Ben Yaren. Yaren BIÇAK. Giresun doğumlu ve kalemine aşık bir yazarım. 🙂
TB Blog'ta Baş Editörlük yapmaktayım.
Bu muhteşem ötesi, “Keşke daha önce tanısaydım.” dediğim, gözbebeğimiz olan TB Blog yolculuğuna 17 Ocak 2023'te kaleme aldığım ilk yazım olan “Mutluluğun Sırrı Nedir?” ile başladım ve 'mutluluğun sırrı'nı TB Blog'ta buldum:)
Bu heyecanlı yolculuğa adeta “ruhumun ikizi” olan sevgili koordinatörümüz Sude Naz GÜRSOY sayesinde girdim.
Ve kendimi daha da geliştirerek baş editör olarak yoluma devam ediyorum.
Samimiyetiyle, heyacanıyla, özverisiyle TB Blog ailesinin bir üyesiyim. İyi ki TB Blog! ❤️
Sözlerimi Neşet Ertaş'ın şu sözüyle bitirmek istiyorum;
“Aşkınan koşan yorulmaz.” ❤️
- Eskiler Mi Güzeldi Eskiden Mi Güzeldik - Şubat 17, 2024
- Hakikat - Aralık 2, 2023
- Zaman Her Şeyin İlacı Mıdır? - Mayıs 17, 2023
